Gökyüzü yavaş yavaş kararmış, dönme dolabın ışıkları yanmaya başlamıştı. Karanlık gecede parıldayan bu devasa eğlence aleti, çocukların kahkahaları ve mutluluk çığlıklarıyla dolarken, Alya adında zeki bir tilki için merak dolu yeni bir dünya sunuyordu.
Alya, kürkü kızıl renkte, parlak gözleri ile çevresini dikkatle izleyen bir tilkiydi. Uzun zamandan beri macera arayışındaydı ve nihayet bir çayırda gezinirken karşısına bu büyüleyici dönme dolap çıkmıştı. Alya, dönme dolabın etrafında dönüp duran ışıklara hayran kalmıştı ve kaygısız bir şekilde dönen kabinlere binmek için sabırsızlanıyordu.
Alya cesaretini topladı ve şirin pençeleriyle dönme dolaba bindi. Kabine oturduğunda, dönme dolabın yavaşça yerden yükselmesiyle birlikte kalbi daha da hızlı atmaya başladı. Manzara yukarılardan çok daha büyüleyici görünüyordu. Derken kabine biri daha bindi. Bu kişi uzun cübbesi, sivri şapkası ve uzun beyaz sakalı ile bir sihirbazdı. Alya bu kişiyle daha önce hiç karşılaşmamıştı fakat sihri ve gizemi seven bir tilki olarak onunla tanıştığı için oldukça heyecanlanmıştı.
— Merhaba genç tilki, ben Sihirbaz Eldrin. Bu gece burada ne arıyorsun, dedi sihirbaz yumuşak bir sesle.
— Merhaba Sihirbaz Eldrin, ben Alya. Yeni maceralara atılmayı çok severim ve bu dönme dolap beni büyüledi. Her döndüğünde dünyaya başka bir açıdan bakıyormuşuz gibi hissediyorum, dedi Alya hevesle.
Sihirbaz Eldrin gülümseyerek Alya’nın merakını beğendi. Sonra cebinden küçük bir kumbara çıkardı. Kumbara altın rengi, üzeri işlemelerle kaplıydı ve göz alıcı bir şekilde parlıyordu.
— Bak bakalım Alya, bu büyülü bir kumbara. İçine dilek koyarsan, dileğin gerçek olur. Fakat dikkat etmelisin, her dilek yeni bir macera demektir, dedi Eldrin.
Alya hayatında sihir gördüğünden emindi ama böylesini hiç görmemişti. Ne dileyebilirdi? Uzun zamandır kaybettiği ailesini mi, yoksa en sevdiği oyuncağını mı? Yoksa sonsuz maceralar mı? Alya biraz düşündü ve sonrasında gözleri pırıldayarak sihirbaza döndü.
— Sihirbaz Eldrin, ben yeni ve heyecanlı bir macera diliyorum, dedi Alya.
Sihirbaz Eldrin gözlerini hafifçe kapattı ve sihirli bir formül fısıldadı. Sonra kumbarayı Alya’ya verdi. Alya kumbarayı eline aldı ve kalbindeki dileği tekrar etti. Bir anda dönme dolap hızla dönmeye başladı ve göz alıcı renkler çevrelerine yayıldı. Alya kabinin içinde dönerken, sihirli bir nehirde gibi hissetti.
Sudan bir kapıya ulaşmışlardı. Kapı altın kaplıydı ve gümüş işlemeleri vardı. Alya nefesini tutarak kapıyı açtı ve büyük bir ormanın içine adım attı. Ormanın ortasında büyük, kristal bir gölet vardı. Göletin kenarında küçük bir kurbağa oturuyordu ve o da Alya gibi zeki gözlerle bakıyordu. Kurbağa konuşmaya başladığında Alya şaşırmadı, çünkü sihirbaz Eldrin onunla birlikteydi ve her şey mümkün gibi görünüyordu.
— Hoş geldin yabancı, ben Kurbağa Kral. Bu orman sihirli ve burada her şey farklı işler. Gölete bir taş atarsan, ihtiyacın olan şey karşına çıkar, dedi kurbağa.
Alya, cebinden bir taş aldı ve gölete attı. Birkaç saniye sonra suda büyük bir parlama oldu ve suyun yüzeyinde göz alıcı bir ışık belirdi. Alya bu ışığın içine doğru yürüdüğünde kendini fantastik bir şehrin sokaklarında buldu. Şehirde devasa kitaplar yürüyor ve konuşuyordu. Alya her kitapla konuşarak yeni hikayeler ve bilgiler edinmeye başladı.
Derken karşısına yaşlı bir kitap çıktı. Bu kitap, diğer kitaplara göre daha bilge ve ağırbaşlı duruyordu. Alya kitapla konuşmaya başladığında, kitabın içinde bir sır olduğunu öğrendi. Kitabın sayfalarında, şehirdeki herkesin aradığı bir hazine saklıydı.
— Genç tilki, sende Sihirbaz Eldrin’in sihri olduğu için, bu hazineyi bulma yolunda yol gösterici olacağım, dedi yaşlı kitap.
Alya, kitabın yönlendirmesiyle birlikte şehrin merkezine doğru ilerledi. Orada, büyük bir yıldız anıtı vardı. Anıtın kapısına sihirli kumbarayı yerleştirdiğinde, kapı yavaşça açıldı ve karşısına altın ve mücevherlerle dolu devasa bir oda çıktı.
Odadaki mücevherlerin arasında dönme dolapta olduğu gibi parıldayan bir ışık huzmesi vardı. Bu huzme Alya'ya doğru yaklaştı ve birden kumbaranın içindeydi. Sihirbaz Eldrin sihirli bir formül daha fısıldadı ve kumbaradan içeri girdi.
— Genç tilki Alya, senin cesaretin ve merakın sayesinde bu hazineyi bulduk. Artık istediklerini dile ve geri dönebilirsin, dedi sihirbaz.
Alya kalbindeki dileğini düşündü. Hem yeni maceraların peşinde koşmak, hem de döneceği yeri bilmek istedi. Dileğini ifade ederken kumbarayı bir kez daha salladı. Gözlerini açtığında kendini tekrar dönme dolabın kabininde buldu. Eldrin ile vedalaşıp ayrıldılar ama Alya, kalbindeki sihrin hiç gitmediğini biliyordu. Artık her adımında yeni maceralar olacak, her gün yeni bir hikaye yazılacaktı.
Alya, dönme dolabın ışıkları arasında bir kez daha parladığını hissetti ve mutlu bir şekilde ormana doğru yola çıktı.
