Listeye Geri Dön
http://Yılanın%20Tekne%20Macerası%20-%20Koalia%20hikayeleri%20tarafından%20bir%20hikaye

Yılanın Tekne Macerası

Güneş altında mavi deniz parıldıyordu. Bir tekne ağır ağır küçük bir adaya doğru ilerliyordu. Teknenin ahşap gövdesi dalgaların ritmik vuruluşlarıyla sallanırken, güverteye serili örtülerin arasında kıvrılmış yatmakta olan bir yılan gözlerini araladı. Yılanın adı Zülfikar'dı ve çevresindeki yeni dünyayı tanımak için sabırsızlanıyordu.

Zülfikar, rengarenk pullarıyla oldukça dikkat çekici bir yılandı. Tekneye nasıl geldiğini bile hatırlamıyordu. Ancak bu onun umurunda değildi; önemli olan şimdiki maceraydı. Aniden duyduğu gürültüyle irkildi. Sesin geldiği yöne doğru sürünerek teknenin diğer ucuna yöneldi. Orada, yüzünde büyük bir gülümseme ile oyun oynayan küçük bir çocuk ve çocuğun babası vardı.

— Ahmet, kaydırağın ne kadar eğlenceli olduğunu görüyor musun? dedi baba, oğluna merdivenleri göstererek.

Ahmet, gözlerinde heyecan kıvılcımlarıyla babasına baktı ve ardından kaydırağa doğru koştu. Babası ise onun peşinden sevinçle bakıyordu. Zülfikar, onların neşesini izlerken içinden, Bu insanlar gerçekten ilginç, diye düşündü. Ancak daha fazla düşünmeye fırsat bulamadan, geniş hatlı gövdesiyle baba Zülfikar'ı fark etti.

— Hey evlat, bak burada bir yılan var! dedi baba, Ahmet'e işaret ederek. Ahmet hemen durup babasının yanına gelerek yılanı görmek için heyecanla bakmaya başladı.

Zülfikar kendini tanıtmak ve onun dost canlısı olduğunu ifade etmek için başını hafifçe kaldırarak tısladı. Babası ve Ahmet, Zülfikar'ın bu hareketinden korkmak yerine daha da ilgilenmiş göründüler.

— Baba, bu yılan bizimle mi geliyor? diye sordu Ahmet, gözlerinde merak dolu bakışlarla.

— Görünen o ki, öyle, evlat. Ama dikkatli olmalıyız. Yılanlar bazen tehlikeli olabilirler, dedi baba. Ancak Zülfikar'ın ne kadar nazik olduğunu anlamış gibiydi.

Ahmet ve babası, Zülfikar'ı incelemeye devam ederken, tekneye aniden şiddetli bir rüzgar vurdu. Tekne biraz sarsıldı ve hep birlikte dengesini sağlamak için sıkıca tutundular.

— Ahmet, sıkı tutun! diye uyardı baba. Ahmet ve baba, birbirlerine daha yakın durdular.

Zülfikar ise bu durumdan hiç rahatsız görünmüyordu. Aksine, sarsıntılarda kıvrılmış bedeniyle dengede durabiliyordu. Bu sırada gökyüzü yavaş yavaş kara bulutlarla kaplanmaya başladı. Tüm bu karmaşa içinde Zülfikar, gövdesini daha da genişleterek Ahmet ve baba ile güverte arasında bir tür güvenlik ağı oluşturdu.

— Baba bak, yılan bizi koruyor! diye haykırdı Ahmet mutlu bir şekilde.

Baba gülümsedi ve Zülfikar'ın yardımı için teşekkür edercesine başını salladı. Bir süre sonra fırtına, denizin dev dalgaları arasında kayboldu. Herkes derin bir nefes aldı. Gökyüzü tekrar açıldı ve güneş parlak ışıklarıyla görülmeye başladı.

Baba, Ahmet'in başını okşayarak, Zülfikar gerçekten de bir dostumuzmuş dedi. Ahmet de ona katıldı ve Teşekkür ederiz Zülfikar! diye seslendi.

Zülfikar içinde sıcak bir duygu hissetti. Teknenin sağ salim kıyıya ulaşması için elinden geleni yapmaya hazırdı. Tekne adaya doğru yaklaştıkça, kıyıda büyük ve renkli bir kaydırak göze çarptı. Hem Ahmet hem de Zülfikar’ın ilgisini çeken bu kaydırak, yaklaşan maceranın bir simgesi gibiydi.

— Baba, o kaydırağa binebilir miyim? diye sordu Ahmet sabırsızca.

— Elbette evlat, hem de Zülfikar ile birlikte! dedi baba, gülümseyerek.

Teknedeki çocuk ve yılan, sabırsızca karaya ayak bastılar. Baba da onların peşinden yürüyordu. Hep birlikte göz kamaştırıcı kaydırağa doğru yürüdüler. Zülfikar, kaydıraktan nasıl kayacağını merak ederken, Ahmet ona nasıl yapacağını gösterdi.

— Bak Zülfikar, önce yukarı çıkıyoruz, dedi Ahmet. Sonra babasına dönüp, Baba, Zülfikar’ı yukarı çıkarmama yardım eder misin? diye ekledi.

Baba, gülümseyerek Zülfikar’ı kucakladı ve yavaşça kaydırağın tepesine taşıdı. Ahmet babasının yardımı olmadan merdivenleri tırmandı. İkisi de en tepeye ulaştığında, Zülfikar ve Ahmet birbirlerine bakıp derin bir nefes aldılar.

— Hazır mısın Zülfikar? diye sordu Ahmet.

Zülfikar boyun kısmını hafifçe yukarı kaldırarak onayladı. Sonrasında hep birlikte kaydıraktan büyük bir coşku ile kaydılar. Ahmet’in ve Zülfikar’ın neşesi, adadaki diğer çocukların da dikkatini çekti ve kısa süre içinde herkes kaydırağın etrafında toplandı.

Bu sırada baba kollarını açarak çocuğunu ve yeni dostları Zülfikar’ı izliyordu. Hem baba hem oğul, bu maceranın Zülfikar sayesinde unutulmaz olduğunu biliyordu.

Artık adada yeni dostlar, yeni oyunlar ve yeni maceralar onları bekliyordu. Zülfikar, her zaman olduğu gibi dostluğu ve sıcaklığıyla yanlarında olacaktı. Ve her yeni gün, adada daha fazla heyecan ve kahkaha demekti.

Paylaşmak

Laisser un commentaire

four × three =