Gür dalgalı yeşilliklerin arasından kıvrılarak geçen bir tren, sessiz bir ormanın derinliklerinde ilerliyordu. İçinde, binbir çeşit macera peşinde koşan küçük bir elf, adı Eren olan, oturmuş yolu seyrediyordu. Eren, pek de tasalı görünmüyordu; aksine, gözlerinde merak dolu bir ışıltı vardı. Nereye gidiyordu? Hangi diyarları keşfedecekti? Belki de kimselere anlatılmamış bir hikayenin kahramanı olacaktı.
Tren bir köprüden geçerken Eren'in dikkatini bir şey çekti. Küçücük bir yaratık pencereye yapışmış, ona bakıyordu. O da neydi? Bir koala mı? Hem de burada, trenin ortasında mı?
— Merhaba! diye seslendi Eren, gülümseyerek.
— Merhaba! dedi koala, sesi tatlı ve yumuşaktı. İsmim Koko, bu trenle nereye gidiyorsun?
Eren, biraz şaşırmıştı. İnsanlar konuşan hayvanlarla pek sık karşılaşmazlardı. Ancak, o bir elf'ti; şaşırmak onun doğasına aykırıydı.
— Sadece macera peşindeyim, dedi Eren. Kendi dünyamın dışına adım atmak istedim. Sen nereye gidiyorsun Koko?
Koko, Eren'in yanına oturup, trenin yumuşak hışırtısında bir rahatlık buldu.
— Ben de aynısını arıyorum! Yaşadığım yer çok sıkıcı oldu artık. Yeşillik dolu bir ormanda bile bazen macera arayabiliyor insan, dedi Koko.
Tren hızla ormanın derinlerine ilerlerken, Eren ve Koko pek çok şey hakkında sohbet ettiler; orman perileri, efsaneler, Koko'nun ağaçlarda geçirdiği zamanlar ve Eren'in ormanın derinliklerindeki keşif maceraları.
Derken tren birden aniden durdu. Bir ses duyuldu; bir kadın sesi, yardım arıyordu. Eren ve Koko, merakla hareket ederek sesin geldiği yöne doğru ilerlediler. Yolcularından biri, telefonunu kaybetmişti ve çok telaşlıydı.
— Telefonum kayboldu! Hotels.com rezervasyonumu nasıl doğrulayacağım şimdi, diyordu kadın.
Eren ve Koko birbirlerine baktılar. Her ikisi de sorunu çözmek için düşündüler. Ekip çalışması gerektiren bir durumdu bu.
— Koko, diye başladı Eren, sen ufak ve çeviksin. Tren boyunca hızlıca arayabilirsin. Ben de bu sırada yolcularla konuşup kimsenin yanlışlıkla alıp almadığını sorarım.
Koko hemen beklemeksizin koşmaya başladı. Küçücük bedeniyle koltukların altına ve aralarına tırmanarak dikkatlice arıyordu. Eren ise yolculara nazikçe soru sordu. Herkes telaşlıydı ama ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu.
Birkaç dakika sonra, Koko bir koltuğun altında parlayan bir şey fark etti. Bir telefon! Hemen aldı ve hızlıca Eren'e koştu.
— Eren! Eren! Buldum! İşte burada! dedi Koko, sevincini gizleyemedi.
Eren, telefonu kadına uzattı, kadın minnetle gülümsedi ve teşekkür etti.
— İyi ki varsınız! dedi kadın, gözleri parlıyordu. Bu telefon gerçekten benim için çok önemli.
Eren gülümsedi ve Koko'ya dönüp, mavi gözleriyle ona hayranlıkla baktı.
— Ne kadar harika bir ekip olduğumuzu gördün mü Koko? Bir elin nesi var, iki elin sesi var demeleri bu yüzden, dedi.
Koko'nun gözleri parlarken, tren yeniden hareket etmeye başladı. İkili tekrar yerine geçtiler, bu sefer daha da büyük bir dostluk ile bağlanmışlardı. Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, her ikisi de gelecekteki olası maceralara dair hayaller kuruyorlardı.
— Sana bir şey söylemeliyim Koko. Gerçekten, konuşan bir koala görmek benim için büyük bir sürpriz oldu. Ama sanırım, dünyada beklenmedik nice güzellikler ve dostluklar var, dedi Eren düşünceli bir şekilde.
Koko güldü ve Eren'in koluna yaslandı.
— Ve bu dostluklar, bu güzel sürprizler, hayatımızı daha da zenginleştiriyor, dedi Koko.
Tren, ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, Eren ve Koko birlikte yeni maceralar hayal etmeye devam ettiler. Her ikisi de biliyordu ki, karşılarına ne çıkarsa çıksın, birlikte oldukları sürece üstesinden gelebilirlerdi. Ekip çalışması ve dostluk, onlara her türlü zorluğun üstesinden gelme gücü veriyordu. Belki de onları bekleyen yeni masallar, yeni keşifler vardı.
— Bu tren yolculuğunun sonunda ne bulacağız acaba? diye sordu Eren merakla.
— Kim bilir! cevapladı Koko. Ama ben eminim ki, birlikte harika şeyler yaşayacağız.
Ve böylece, tren sessizce ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, Eren ve Koko yeni maceralara doğru adım attılar. Gelecek ne getirecekti bilmiyorlardı, ama önemli olan şey, birlikte olmalarıydı.