Ormanın biraz ötesinde, yemyeşil ağaçların arasında sıradışı bir dönme dolap yükseliyordu. Bu dönme dolap, sadece gece çocuklarına açık olur, gündüzleri sessizce ormanın nefes alışını dinlerdi. Gecenin bir yarısı, Kirpi Kerem, ormanda dolaşırken dönme dolabın ışıklarını fark etti. Merakla yaklaştığında, dönme dolabın yanında bir kutu dolusu rengarenk ayakkabılar buldu.
— Vay canına, bunlar kimin ayakkabıları acaba? dedi kendi kendine.
O sırada, uzun, beyaz sakallı bir baykuş, sessizce yanına kondu.
— İyi akşamlar, genç kirpi. Bu ayakkabılar, dönme dolapta bir tur atmak isteyen herkes içindir. Ancak unutma, doğru ayakkabıyı seçmezsen, dönme dolabın sırrını çözemezsin.
Kerem, şaşkınlıkla baykuşa baktı.
— Peki, doğru ayakkabıyı nasıl seçeceğim?
Baykuş, gizemli bir gülümsemeyle, Kalbinle dedi ve uçup gitti.
Kerem, ayakkabı kutusuna döndü. İçlerinde parlak spor ayakkabılardan, desenli botlara kadar birçok çeşit vardı. Sonunda, en rahat hissettiği, üzerinde küçük yıldızlar bulunan mavi ayakkabıları seçti. Ayakkabıları giydikten sonra, dönme dolaba doğru ilerledi. Girişte, kırmızı bir papağan duruyordu.
— Hoş geldin, Kirpi Kerem, dedi papağan, — doğru ayakkabıları seçtiğini umuyorum.
Kerem, gülümseyerek cevap verdi ve dönme dolaba bindi. Dönme dolap hareket etmeye başladıkça, Kerem kendini büyülü bir dünyanın içinde buldu. Aşağıda orman, tepede yıldızlar, her yana sihir doluydu.
Ancak, dönme dolap durduğunda, Kerem kendini bir puzzle'ın içinde buldu. Dönme dolabın sırrını çözebilmek için, doğru ayakkabılarla doğru yolu bulması gerekiyordu. Karşısında üç yol vardı; biri çiçeklerle, diğeri taşlarla ve sonuncusu suyla doluydu. Ayakkabılarının üzerindeki yıldızlar, su yolunu işaret ediyordu. Kerem bu yolu seçti ve ilerlemeye başladı.
Yolda ilerlerken, Kerem, ayakkabılarının su üzerinde dans ettiğini fark etti. Su yolu boyunca ilerlerken, yıldızların şarkısını dinledi ve dönme dolabın sırrını çözdüğünü anladı. Sır, herkesin kalbindeki ışığı bulup, onu parlatmaktı.
Dönme dolapta bir tur tamamladıktan sonra, Kerem, orijinal yere geri döndü. Ayakkabıları çıkarıp kutuya geri koydu ve evine doğru yola çıktı. Ancak, bir şey fark etti; artık her adımında biraz daha fazla ışık saçıyordu.
— Kerem, başardın! dedi birden arkasından gelen ses.
Dönüp baktığında, gülümseyen baykuşu gördü.
— Evet, sırrı çözdüm. Herkesin kalbinde bir ışık var ve doğru yolu bulmak için onu kullanmalıyız, dedi Kerem.
— Aynen öyle, genç dostum. Ve bu gece kalbinin ışığını dinleyerek, sadece dönme dolabın değil, kendi içindeki dünyanın da sırrını çözdün.
Kerem, artık her adımında daha fazla parıldayan yıldızlarla eve döndü, bir sonraki maceraya kadar ormanın, dönme dolabın ve ayakkabıların hikayesini anlatacaktı.
Ve böylece, Kirpi Kerem, merak, cesaret ve kalbinin rehberliğiyle, hayatının en büyülü macerasını yaşadı. Artık biliyordu ki, gerçek sihir, kalbinin derinliklerinde gizliydi.