Listeye Geri Dön
http://Haydut%20ve%20Piyanonun%20Gizemi%20-%20Koalia%20hikayeleri%20tarafından%20bir%20hikaye

Haydut ve Piyanonun Gizemi

Güneşli bir bahar sabahı, kalbini macera ateşi saran cesur bir haydut, kimsenin yanaşmaya cesaret edemediği gizemli bir mağazaya adım attı. Mağazanın içinde her türlü ihtişam mevcuttu, ama haydutun gözünü kamaştıran tek şey, köşedeki tozlu bir piyanoydu. O an, haydutun içinde bir müziğin melodisi yankılandı ve piyanoyu çalmaya karar verdi.

— Acaba bu piyanonun hikayesi nedir?

Tam piyanonun tuşlarına dokunmak üzereyken, mağazanın derinliklerinden gelen hırıltılar duydu. Bir an için tereddüt etse de, haydutun maceraperest ruhu onu durduramadı. Sesin kaynağını bulmak için ilerledi ve karşısına beklenmedik bir misafir çıktı: Gözleri parlayan, tüyleri parlak bir ayı!

— Merhaba, benim adım Balı. Sen kimsin ve niye buradasın?

Haydut, ilk başta biraz çekinse de, kısa sürede ayının neşeli tavırlarına kapıldı.

— Benim adım Kıvrak. Bu eski piyanonun peşindeyim.

Balı, piyanonun büyük bir sır sakladığını, ancak kimsenin bu sırrı çözemediğini söyledi. Kıvrak, bu sırrı çözmek için Balı ile işbirliği yapmaya karar verdi. İkili, piyanonun etrafındaki ipuçlarını toplamaya başladı.

İlk ipucu, piyanonun içinde saklı bir nottu:

— Damlaya damlaya göl olur, piyanonun sırrı, sabır ve azimle çözülür.

Kıvrak ve Balı, bu ipucunun peşinden gitti ve piyanonun tuşlarını sıra ile çalarken, ne kadar çok çaldıklarını fark ettiler. Her nota, onları sırra bir adım daha yaklaştırıyordu, ve her notayla birlikte, piyano onlara küçük hikayeler fısıldıyordu. Bu hikayeler, eskiden bu mağazayı ziyaret eden insanların, hayvanların ve diğer varlıkların maceralarını anlatıyordu.

Günler geçtikçe, Kıvrak ve Balı, bu müziğin melodisiyle birbirlerine daha da yakın dost olmuştu. Onlar için artık bu macera, sadece piyanonun sırrını çözmek değil, aynı zamanda birbirlerinin dünyasını tanımak ve bir dostluğun değerini öğrenmek olmuştu.

Bir sabah, tıpkı maceranın başladığı gibi, ikili son bir kez piyanonun başına geldi. Bu sefer, her tuşa basarken, bir öncekinden daha fazla hissediyor ve hayatın küçük notalarının bir araya gelerek nasıl muhteşem bir senfoni oluşturduğunu anlıyordu. Son bir tuşa bastıklarında, piyano parladı ve tüm mağaza aydınlandı. Muazzam bir melodi yükseldi ve mağazanın duvarları yavaşça açılarak, tüm dünyaya bu harika müziği serbest bıraktı.

Kıvrak ve Balı, ellerini birbirlerine attı ve gülüşerek şu kelimeler döküldü dudaklarından:

— Gördün mü? Damlaya damlaya göl olurmuş. Sabrın ve dostluğun getirdiği güzellikler, hayatın en büyük hazinesidir.

Piyano, sonsuza dek onların dostluk ve dayanışma anılarını sakladı. Mağaza artık sıradan bir mağaza değil, bir mucizeler diyarıydı. Kıvrak ve Balı, herkesin umutlarını ve hayallerini gerçekleştirebileceklerini gösteren bir örnek oldular. Ve onların hikayesi, oralardan geçen herkesin kalbinde yaşamaya devam etti.

Ve böylece, haydut ve ayının piyanodan gelen büyülü melodilerle dolu macerası, dostluk ve sabrın gücünü tüm dünyaya yayarak son buldu.

Paylaşmak

Laisser un commentaire

three + eleven =